15 Haziran 2015 Pazartesi

Galiba Annemin Güzelliği Başına Bela!

10 yorum
Başımdan geçen olay, bundan 12 sene önce gerçekleşti. Ozamanlar bu konular hakkında hiçbir şeye aklım ermiyordu tabii. Önce annemi anlatayım size: Annem 1.70 boyunda, 52 kiloda, ince belli, küçük göğüslü, uzun bacaklı, harika güzel yüzü olan bir kadındır. Bu olay olduğunda annem 31 yaşındaydı. 

O gün annemle alışverişe çıkmıştık. Bana bir şeyler aldıktan sonra, annem de kendine üst baş alacaktı. Birkaç yer dolaştıktan sonra küçük bir mağazaya girdik. İçerde esmer uzun boylu yakışıklı bir adam vardı. Adam annemi tanıyormuş, anneme ismiyle hitap edip karşıladı. Konuşurlarken anladım ki, adam annemin liseden eski çıktığı imiş. Oturup biraz muhabbet ettiler. Ben de can sıkıntısından uslu uslu oturuyordum. Çaylarını içtikten sonra annem kendine birşeyler bakmaya başladı. Gömlekler, tişörtler bakıyordu ve deneme kabininde soyunup giyiniyordu. Kabin perdeliydi. Perdenin az bir kısmı açık kalıyordu hep ve Kadir abi (Dükkanın sahibi o adam) hiç kaçırmadan ordan annemi seyrediyordu. Ben de çok küçük olduğum için bir şey diyemiyordum, hatta ne olup bittiğini anlamış bile değildim. 

En son annem üstüne bir tişört beğendi ve altına etek bakacaktı. Kadir abi sürekli etek çıkarıyordu ve denemesi için anneme veriyordu. Sonra da perdenin o az açıklığından annemi seyrediyordu. Annem en sonunda bir etek beğendi. Etek dizlerinin üzerinde ve dardı, yandan da derin bir yırtmacı vardı. Annem, “Kocam böyle derin yırtmaca izin vermez!” deyip, yırtmacı biraz kısaltmasını istedi. Kadir abi annemin önünde eğilip yırtmacın olduğu bacağı biraz öne çıkarmasını istedi. Annemin uzun ve ince bacağı komple Kadir abinin önündeydi. Kadir abi ölçü alma bahanesiyle annemin bacağını tutuyor, eteği ileri geriye çekiyordu. En sonunda yırtmacın kısaltılamıyacağını söyledi. Annem eteği beğenmişti ve çok üzüldü, çünkü babam öyle giyinmesine izin vermeyecekti. 

Kadir abi anneme aşağıda depoda daha çeşitlerin olduğunu söyledi ve “İnip bakalım istersen?” dedi. Annem de o yırtmaçlı eteği çıkarmadan ve tişörtle aşağıya inmeye başladı. Kadir abi yanıma gelip, “Ufaklık bizi burada bekle, dükkana göz kulak ol, biz 5 dakikaya geleceğiz, müşteri gelirse dükkanın kapalı olduğunu söyle, tamam mı?” dedi. Ben de baş sallayıp, “Tamam!” dedim. Bir daha tembih etti, “Burada bekle, tamam mı?” diye. Yine tamam dedim ve o da aşağıya indi. Ben şüphelendim tabi ve merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Tam merdivenlerden inmediğimden, hafif kafamı uzattım. Annemle Kadir abi aşağıda eteklere bakıyorlardı. Daha doğrusu annem bakıyordu, Kadir abi de, o dar etekle poposu belli olan annemin arkasından poposunu izliyor ve pantolonunun üzerinden sikiyle oynuyordu... 

Kadir abi usulca anneme sokuldu ve arkasından annemi kavradı. Annem hemen, “Kadir napıyorsun, dur!” dedi. Kadir abi de, “Seni çok özlemişim!” dedi. Annem, “O günler lisedeydi, gençlik hevesiydi!” falan dedi. Kadir abi ise, “Çok özlemişim! Tadına bakmak istiyorum” diyerek, annemin boynunu, kulağını ve yanağını öpüyordu. Annemi o kadar sıkı kavramıştı ki, annem çırpınıyordu, ama Kadir abi güçlüydü, annemi salmıyordu. Annem, “İkimiz de evliyiz, yapma, olmaz!” diyordu. Kadir abi dinlemiyor, annemin boynunu ve ensesini öpmeye devam ediyordu. Şimdi de bir eliyle annemin küçük göğüslerini tişörtün üzerinden sıkıyordu. Annem, “Yapma, çocuk var, gelir görür!” diyordu. Ama Kadir abi, “Gelmez gelmez, tembih ettim!” diyor, ellemeye devam ediyordu... 

Kadir abi bir eliyle şimdi annemin eteğini yukarı sıyırmış, bacaklarını okşuyordu. Annem de yavaş yavaş zevke geliyordu galiba. Kadir abi annemin başından bastırıp duvara doğru itti, annem de elini duvara koyunca, Kadir abinin önünde domalmış oldu. Kadir abi bir eliyle annemin kafasından bastırıyordu kalkmasın diye, bir eliyle de annemin küldonu indirmeye çalışıyordu. Annem kurtulmak istiyordu, ama Kadir abi annemin kafasından öyle bastırıyodu ki, annem kafasını bile kaldıramıyordu. Sonunda annemin külodounu dizlerine kadar sıyırdı ve kendi pantolonunu çözdü, dizlerine kadar indirdi, koca sikini külodundan çıkardı... 

İlk defa yetişkin yarağı görüyordum ve gözlerime inanamamıştım. Kocamandı. Kadir abi koca sikini başını tükürükleyip annemin amına az sürttükten sonra yavaşca annemin amına soktu ve birden yüklendi. Herhalde köküne kadar girmiş olmalıydı ki, annem birden irkildi. Kadir abi annemin amında bir iki git gel yaptı ve elini annemin kafasından çekti, iki eliyle belinden kavradı ve seri bir şekilde annemin amına pompalamaya başladı. Annem gözlerini kapatmış, hafif hafif inliyor ve dudaklarını ısıryordu. Kadir abi dar eteği iyice annemin beline kadar sıyırdı. Annemin süt beyaz teni vardı, gerçekten çok güzeldi. Yarrağının başına kadar annemin amından çekip, annemin poposuna bir şaplak vurdu ve poposunu iki eliyle biraz yoğurdu. Sonra tekrar annemin belinden tutup yarağını kökledi ve hızlı hızlı sikmeye başladı. Annem inliyordu. Kadir abi tam boşalacağı zaman sikini annemin amından çıkardı ve duvara doğru dölünü boşalttı... 

Ben birkez daha şoktaydım, çünkü ozamana kadar döl nedir bilmiyordum ve o fışkıran sıvıyı ilk kez görüyordum. Annem aceleyle külodunu yukarı çekip, üstünü başını düzeltirken, ben hemen yukarı kaçtım. Bir iki dakika sonra annem yukarı geldi ve acele soyunma kabininden kendi elbiselerini giydi ve dükandan çıktık. Annemin yüzü kıpkırmızıydı ve hiç konuşmuyordu. Benim ise aklım halen o fışkıran dölde kalmıştı. Eve varınca annem hemen duşa girdi. 

Annemin bu son sikişmesi değildi, bunun gibi birkaç olayına daha şahit oldum. Galiba annemin güzelliği başına bela! 

[Kaan] 

Eniştem Eski Kocamdan İyi Sikiyor!

6 yorum
Merhaba 31 severler. Ben Aslı, 27 Yaşındayım, 1.70 boyunda, 55 kilo, beyaz tenli ve güzel bir bayanım. Simsiyah gözlerim ve pembe dudaklarım var. 2 sene süren bir evlilikten sonra, kocamla anlaşamadık boşandık ve genç yaşımda dul kaldım. Eniştem (teyzemin eşi) 50 küsür yaşında, 1.75 boylarında, yaşını hiç göstermeyen, yaşına göre halen siyah saçları olan, kendine bakan biridir. Aslına bakarsanız o güne kadar eniştemle böyle bir olay yaşayacağım hiç ama hiç aklıma gelmezdi. 

Dul olmama rağmen kendimi kasan bir insan değilim, daima rahat olmuşumdur. Teyzemlerle bir araya geldiğimizde, rahat kahkahalar atar, onların ayıp diye açmadığı konuları açar, gönlümün istediği gibi muhabbetler eder, şakalar yapardım. Bir gün yine teyzemlerle bir araya geldik. Muhabbet ederken, konu çok iyi bildiğim eski dönem Türk sinemasının ünlü oyuncuları hakkında açıldı ve sohbet etmeye başladık. Ben F.... A...’ın oynadığı filmleri sayarken, eniştem birden itiraz etti, “O filmde başkası oynuyordu!” diye. Şaşırdım kaldım. Biraz da inatçı biri olduğum için bu konu eniştemle iddaya girmemize kadar gitti. İddayı kaybeden bir şişe Rakı alacak ve içecektik. Ben çok alkol alan biri değilim, ama arada iyi gidiyor. Eniştemin de benden farkı yoktur, o da az içer. Neyse iddaya girildikten sonra hemen internete baktık ve ben kazanmıştım. O günden sonra her fırsatta Enişteme takılır oldum, “Enişte şu Rakıyı da bir içemedik gitti!” diye onu kızdırıyordum. 

Birgün telefon çaldı. Annem hazırlandığı için telefona ben cevap verdim. Arayan Eniştemdi, “Aslı Rakıyı aldım, hadi gel içelim!” dedi. Doğrusu bunu hiç beklemiyordum, o şaşkınlıkla, “Tamam Enişte!” diyebildim sadece. O gün de Annemle Teyzem, bir tanıdıklarının altın günü vardı, oraya gideceklerdi. Eniştemle yaptığım telefon görüşmesinden sonra Anneme durumu anlattım. Annem sadece, “Tanrım sen akıl fikir ver bunlara!” dedi. Teyzemlerin evi bize çok uzak değildi, hava da sıcak olduğu için altıma bir eşofman ve üstüme de askılı bir tişört giyip, Annemle beraber çıktık evden. 3 dakika sonra Teyzemlerdeydik. 

Kapıyı Teyzem açtı, ben içeri geçtim. Annem kapıda Teyzemi bekliyordu. Teyzem de annemi bekletmemek için beni öpüp çıktı. Evde eniştemle beraber kalmıştık. Eniştem, “Hadi Aslı masayı hazırlayalım!” dedi. “Tamam enişte!” dedim ve yemek odasına geçtik. Peynir, Kavun, Süzme Yoğurt, Tavuk, Buz ve tabiki Rakı. Ne ararsanız vardı masada. Eniştem hafif birde damar müzik açtı ve “Hah şimdi tamam oldu!” dedi. Gülüşe gülüşe masaya oturduk. Herşey çok güzeldi, eğlenceli muhabetler ediyor, şakalaşıyorduk. Aradan 2-3 saat geçmiş, biz bir büyük Rakıyı bitirmiştik. Ama alışık olmadığımız için alkol ikimizi de etkilemişti... 

Birden Eniştem koluma yapıştı, “Hadi kalk Aslı, dans edelim!” dedi. Ben o kafayla, “Olur Enişte!” dedim ve kalktım. Ayakta zor duruyordum oysa. Dans ederken Eniştem bana iyice sokulmaya başladı, resmen sikini göbeğime değdiriyordu. Siki taş gibiyidi ve anladığım kadarıyla kocaman birşeydi. Gittikçe dahada çok bastırıyordu sikini göbeğime. Ne oluyor diye anlam veremeden Eniştem boynuma yanaştı, derin bir, “Ohhhhhhh!” çekti ve “Çok güzel kokuyorsun Aslı, harikasın!” diye fısıldamaya basladı. “Enişte ne yapıyorsun?” diye kendimden uzaklaştırmaya çalışıyordum, ama ne fayda, kene gibi sımsıkı sarılmıştı bana. Zaten ayakta da zor duruyordum, başa çıkmam imkansızdı. Dans ediyorduk sözde, ama Eniştem beni dans bahanesiyle yatak odasına kadar götürmüştü. Ben sürekli, “Enişte yapma, ayıp oluyor, bırak!” diyordum, ama Eniştem dinlemiyordu bile... 

Beni yatağa doğru itmesiyle yatağa düşmem bir oldu. Rakıdan başım dönüyordu, gücüm kalmamıştı, hareketlerimi kontrol edemiyordum, ama herşeyin farkındaydım. Eniştem birden üzerime uzanıp, tişörtümü sıyırdı ve sutyenden kurtardığı göğüslerime saldırdı. Göğüslerimi öpüyor, yalıyor, emiyordu. Eniştemin başını göğüslerimden itmeye çalışıyordum, ama olmuyordu. Sonra elini eşofmanımın içine soktu. Bacaklarımı iyice kapadım, fakat Eniştemin eli amıma ulaşmış, amımla oynuyor, bir yandan da memelerimi yalayıp ısırıyordu. Sonra doğruldu ve eşofmanımla birlikte külotumu aşağı sıyırdı, kafasını amıma gömdü ve amımı yalamaya başladı. İlk başta Eniştemin kafasını iteklemeye çalışsamda, yalan yok, az sonra zevk almaya başlamıştım. Hatta yavaş yavaş inliyordum. Biliyorum çok kötü birşeydi bu yaptığımız, ama resmen sıtmaya tutulmuş gibi sarsıla sarsıla orgazm oluyordum. Eniştem de amımdan akan zevk sularımı şapur şupur yalıyor, “Ohhhh, harika amcığın var Aslı!” deyip duruyordu... 

Ben artık kendimi salmıştım, birinci orgazmımın ardından, Eniştem yalayarak beni ikinci orgazmıma doğru yaklaştırıyordu ki, tam o anda merdivenlerde Annemlerin sesini duyduk. Eniştem apar topar kalktı ve mutfağa geçti. Ben de üstümü başımı düzeltip uyuyor numarası yaptım. Neye uğradığımı şaşırmıştım, ama çokta zevk almıştım, hatta içten içe Annemler niye erken geldiler diye kızıyordum. Eniştem annemlere benim sarhoş olduğumu ve uyuduğumu söyledi. Oysa ben Eniştemle yaşadıklarımızı düşünüyordum. Tabii o gün annemin çenesinden ve dırdırından kurtulamadım. 

Aradan birkaç gün geçmiş, halen o gün olanlar aklımdan çıkmıyordu, kendime engel olamıyordum bir türlü. Eniştemle en kısa zamanda başbaşa kalmalıydım, ama bir türlü cesaret edemiyordum buna. Ben bu düşüncelerle boğuşurken telefonum çaldı, arayan Eniştemdi. “Efendim Enişte?” diye telefonu açtım. Bana, “Seni özledim Aslı!” dedi sadece. “Ne diyorsun Enişte?” dedim. “Neden o günden beri gelmiyorsun bize?” diye sitem etti. “Hangi günden bahsediyorsun Enişte?” dedim. “Seninle çılgınlık yaptığımız günden!” dedi. Enişteme diyecek laf bulamadım ve telefonu suratına kapattım. O da bir daha aramadı. Şimdi o gün olanların üzerine birde Eniştemin telefonda söyledikleri eklenmişti. Beni özledigini söylemişti. Aslında ben de nedensiz bir arzuyla onu istiyordum. Belki de bu yüzden kapattım telefonu suratına, bilmiyorum. 

O konuşmanın üzerinden 1 hafta geçmişti ve ben Eniştemle karsılaşmadım, o da aramadı. Fakat içim içimi yiyordu. Bu şekilde devam edemezdim ve tüm cesaretimle telefona sarıldım. Çalar çalmaz Eniştem açtı ve “Alo!” dedi. “Enişte canım cok sıkkın! Annem de evde yok, 2 bira alıp gelirmisin?” dedim. Eniştem hiç düşünmeden tamam dedi. Onun da bunu beklediği belliydi. Aradan yarım saat geçmeden kapı çaldı. Hemen koşup açtım. Eniştemin yüzünde şaşkın bir gülümseme vardı, belli ki benden böyle birşey beklemiyordu. Bense halen kendime inanamıyordum. Salona geçtik Eniştem biraları poşetten çıkarıp açtı, birini bana uzattı, diğerini de kendi içmeye başladı. Uzun bir süre hiç konuşmadık. Üzerimde kısa bir şort ve askılı badi vardı. Eniştemin gözleri bacaklarımdaydı. Farkındaydım, o da benim gibi yanıyordu, ama ikimiz de konuyu açamıyorduk. 

Bu arada biralarımız da bitmişti. En sonunda Eniştem, “Eee biralar bitti, halen anlatmadın. Söyle bakalım canın neden sıkkın?” diye sordu. İçimden (Canım sıkkın değil Enişte, o bir bahaneydi, canım sikişmek istiyor!) diye geçirdim, ama bu şekilde söylemek yerine, “Hiiççç... öylesine!” dedim geçiştirdim. Eniştem anlamıştı sanki, “Yoksa sen de beni mi özledin?” dedi. “Olamaz mı?” dedim. “Olur!” dedi ve ayağa kalktı, yanıma geldi, ellerimden tutup beni de kaldırdı ve “Seni istiyorum Aslı!” deyip dudaklarıma yapıştı. Ben de karşılık veriyor, deliler gibi öpüşüyorduk. İçimden kendime kızıyordum, ama çokta zevk alıyordum. Öpüşerek odama kadar geçtik. 

Eniştem bir çırpıda badimi, sutyenimi çıkardı ve göğüslerime yumuldu. Deli gibi yalıyor, emiyordu göğüslerimi. Ben de kısık kısık inliyordum. Birden yatağa yatırdı beni ve “Kaldığım yerden devam etmek istiyorum!” deyip bir çırpıda şortumu ve külotumu çekerek çıkardı. Amım su gibi olmuştu. Önce amımı elledi, “Ohhhh yavrum benim, harikasın! Harika amcığın var!” dedi, amımı parmaklayıp kokladı. Ben dayanamıyordum, sabırsızlıkla, “Hadi yala, bitir beni Enişte! Hep seni düşünüyorum!” dedim. Eniştem birden amıma yumuldu. Amımı yalıyor, am dudaklarımı ısırıyor, klitorisimi emiyor, dilini amımın içine sokup sokup çıkarıyordu. En az yarım saat yaladı. Kaç kere boşaldım hatırlamıyorum. Sadece, “Ohhhh, sik beni enişte, hadiiii sok artık sikini, yeter!” diye inliyordum... 

Eniştem de daha fazla dayanamadı, “Tamam yavrum sikecem, azgın orospum benim!” diyerek soyundu. Yarağı kazık gibi duruyordu. Bacaklarımı ayırıp arasına yanaştı, yarağını eliyle tutup amımın dudakları arasına yukarı aşağı sürtmeye başladı. Amım zaten ıslaktı, şimdi vıcık vıcık olmuştu ve biran önce sokması için çıldırıyordum. “Hazırmısın yavrum?” diye sordu, “Evet, hemde çoktan, hadi sokkk!” dedim. Eniştem yarağını yavaş yavaş amıma sokarken öyle bir, “Ohhhh!” çekti ki, anlatamam. Ben zaten zevkten bayılmak üzereydim, sürekli inliyordum ve “Hadi hepsini sok, sik beni Enişte!” diyordum. Ben öyle deyince eniştem hepsini birden kökledi ve hızlı hızlı gidip gelmeye başladı. O şekilde Enitemle 15-20 dakika falan sikiştik ve ben orgazmlarımın sayısını unuttum... 

Eniştem birden üzerimden kalktı ve “Domal!” dedi. Ben de hemen domaldım. Arkama geçti ve bir çırpıda amıma geçirdi o kocaman sikini. “Ohhhhhh!” diyebildim sadece. Eniştem belimden sımsıkı tutmuş, kendine doğru hızla çekiyor, bir yandanda yarağını amıma köküne kadar bastırıyordu. Kendimden geçmiş bir şekilde inlerken, Eniştemin çıkardığı hırlama seslerinden onun da boşalacağını anladım, “Sakın içime boşalma Enişte, korunmuyorum!” dedim. Eniştem yarağını amımdan çıkarıp, “Dön ozaman!” dedi. Hemen ona dogru döndüm ve beni bulutlara çıkaran o yarağı ağzıma alıp yalamaya başladım. Çok geçmeden Eniştem de böğürerek ağzıma boşaldı. Bütün döllerini yuttum ve biraz daha yaladım. Eniştem saçlarımı okşuyor, “Küçük orospum benim, süperdin!” diyordu. “Sen de harikaydın Enişte!” dedim. Yatakta birbirimize sarılıp biraz uzandıktan sonra, Eniştem kalktı, giyinip, dudaklarımı öperek gitti. Ben de banyoya girdim. 

O günden sonra artık Eniştemle arada bir buluşup sikişiyorum. Çok ayıp biliyorum, ama o zevkten de vazgeçemiyorum. Şunu da belirtmeden edemiyeceğim, 50 küsür yaşında olmasına rağmen Eniştem beni Ex Kocamın eskiden siktiğinden çok çok daha iyi sikiyor. İşte böyle sex severler. Sizin yazdıklarınız olmasaydı, ben de bu hikayeyi burda anlatmaya cesaret edemezdim, hepinize çok teşekkürler! 

[Aslı] 

Bekaretimi Kuzenimin Kocasına Verdim!

7 yorum
Selam; adım Selcan, 23 yaşındayım, bekar bir bayanım. Kumral, 1.65 boylarında, normal kiloda biriyim. Hikayem, kuzenimin kocası Kenan’la yaşadıklarımızla ilgili. Kenan 34 yaşında, esmer, tam bir Türk erkeği. Aslında ilk zamanlar onunla ilgili hiç bu tip düşüncelerim yoktu. 

Bir gün Mardin’e geldiklerinde, kuzenimin kocası akşam benden bilgisayarımı istedi. Ben de verdim bilgisayarımı. Kenan yaklaşık 1 saat kadar bilgisayarda takıldı. Ama nereden bilebilirdim geçmiş kayıtlarına girip, benim bu sitede seks hikayeleri okuduğumu görebileceğini. Bir süre bana hiç birşey söylemedi Kenan. Ama bir gün akşam avluda oturup, büyüklerden gizli sigara içerken (avlulu klasik Mardin evimiz var) bana, “Selcan’cığım yanlış anlama ama, internete girdiğinde geçmişi silersen senin için iyi olur. Hadi ben neyse de, bir başkası gördüğünde senin için iyi şeyler düşünmeyebilir. Belli bir yaşa gelmiş birisin, bu yüzden girdiğin siteler normal, ama yine de dikkat et!” dediği anda başımdan aşağı kaynar sular döküldü. 

Çünkü mutaasıp bir aileyiz (türbanlı olmasak ta). Her an yanlış anlaşılabilirdim. Ama Kenan o kadar sıcak konuştu ki, ben biraz buna güvenerek rahattım. Biz hiç bir şey olmamış gibi konuşurken, bir erkeğin benim yaptığım şeyleri biliyor olması beni sulandırmaya başlamıştı. Kenan hakikaten çok yakışıklı ve atletik yapılı bir erkekti, bunları düşünürken beynim dönüyor, Kenan’ın gözlerinin içine bakarak oturduğum yerde bacaklarımı sıka sıka boşalıyordum. Artık zamanımın her anı Kenan’ı düşünmekle geçiyordu. Biliyorum yaptığım yanlıştı, ama yine de içimden bir ses onunda bana karşı boş olmadığını söylüyordu. Üstelik eşiyle yaşadıkları sorunları da bildiğimden, daha bir istekle onu düşünüyordum. 

Yine bir gün onlara kahvaltıya gittik. Sabahları kalkınca ben sütyen giymem ve o gün de beyaz tişörtüm vardı yine üzerimde ve mümkün olduğunca saklayarak oturdum masada. Ama sanırım Kenan bunu farketmiş olacak ki, sürekli göğüslerime doğru bakıyordu. Bunu düşündükçe göğüs uçlarım daha da sertleşiyor ve yeni uyanmış olmanın etkisiyle amım sulandıkça sulanıyordu. Yerimde duramıyordum. Annemler birşeyler konuşuyor, Kenan konuşmalara katılıyor, arada bana da laf çarptırıyordu. Ama benim hiç bir şey konuşacak, ya da bir şey yiyecek halim kalmamıştı. Sonra Kenan sigara içmeye kalktı. Tam karşımda oturuyordu, ayağa kalkmasıyla şortunun önündeki kabarıklığı gördüm. Öyle bir kabarıklıktı ki, utanmasam uzanıp ellerimle sıkacaktım. Sanırım o da bakışlarımı farketti. Ama yapacak bir şeyim yoktu, çok kötü olmuştum. O gece yatağıma girdiğimde Kenan’ı düşünerek defalarca amımı okşadım ve bacaklarım titreye titreye, sular seller gibi boşaldım. 

Bir gün yine evde tek başıma otururken pencereden Kenan seslendi, “Selcan evde kimse yok ve benimde canım acayip kahve çekti, bana yapabilirmisin zahmet olmazsa? Hem de beraber sigara içeriz!” dedi. Bu benim için bulunmaz bir fırsattı. Hemen yan tarafa halamların evine geçtim, mutfağa girdim, kahveyi yapmaya başladım. Bu arada Kenan da içeri geldi. Üzerinde dar bir şort ve tişört, vücudunun tüm hatlarını belli ediyordu. Hele ki şortun altından belli olan o koca yarağı beni yine ateşlemişti. Ordan burdan sohbet ederken kahvelerimiz de olmuştu, hemen fincanlara doldurdum ve mutfakta oturup, yaktık sigaralarımızı. 

Konular açıldıkça açılıyor, Kenan’ın kuzenimle yaşadığı sorunlara kadar inmiştik. Kenan, eşinin cinsel anlamda çok isteksiz ve 4 ayda bir ancak birlikte olabildiklerini falan anlatıyordu. Ben de, “Sen fazla istekli olmayasın? Belki de sorun sendedir!” falan dedim. Ama o da bana, “Evet çok istekliyim belki ama, hem sanırım bundan, hem de sanırım ölçüler biraz fazla, ondan dolayı olabilir!” dedi. Ben de, “Ölçü derken?” dedim. “Boşver, geçelim bu kısmını!” dedi. Ama ben anlamıştım neyi kastettiğini. Israrla sorunca, “Selcan bunları konuşmam bile yanlış, ama anla işte, şeyimin ölçüsü biraz büyük!” dedi utana sıkıla. Ben de, “Ne kadar ki, büyük dediğine göre?” diye sordum. Bana dolaylı yollardan, “İşte normalinden 5-6 santim kadar büyük!” dedi. Ben de hemen, “Normali ne kadar? Seninki ne kadar?” diyerek soruyu yapıştırdım. “Offf Selcan ya, 23 santim işte!” dedi ve kıpkırmızı oldu. 

O an benimde içim bir tuhaf oldu. İneternette dolaştığımda görüyordum erkeklerin yarraklarını, ama bu sanırım bambaşka bir şeydi. Ve içimde bir an önce onu görme isteği doğdu. Ben bunları düşünürken, yazık Kenan konuyu değiştirmeye çalışıyor, havanın sıcaklıklarından tutun da başka her türlü konuya atlıyordu. Ben niyetimi bozmuştum bir kere. Bu yaşıma kadar sakladığım bekaretimi bir süredir ilgi duyduğum ve hayallerimin erkeği Kenan’a vermek istiyordum. Kahvelerimiz de bitmek üzereydi bu arada. O an aklıma bir fikir geldi, fincanlarımızı alırken başım dönmüş gibi yapıp, kollarına bıraktım kendimi... 

Kenan neye uğradığını şaşırdı önce, “Selcan iyimisin? Dur sana su vereyim?” derken, ben onun bütün vücut hatlarını hissetmeye başlamıştım bile. Hatta elim boşta olduğu için Kenan’ın karnına koydum elimi. Ama o bunlardan habersiz, benimle ilgilenmeye çalışıyordu. Elim artık Kenan’ın kasıklarındaydı, ben de Kenan'ın kucağında. Ne olduysa o an oldu ve gözlerimi açıp baktığımda Kenan’ın da surat ifadesinin değiştiğini gördüm ve birden dudaklarımız birleşti. Sanki öpüşmüyor birbirimizin dudaklarını yiyorduk. Evdekilerin akşama kadar gelmeyeceğini bildiğimizden, herşey istediğim gibi gidiyordu. Kenan bir yandan dudaklarımı yerken, bir yandan elleri göğüslerimde geziyordu. Delirmeye başlamıştım, ilk defa bir erkek tarafından elleniyor ve öpülüyordum. Hareketlerim acemiyceydi, ama beni o kadar güzel yönlendiriyordu ki, çıldırmak işten bile değildi. 

Artık ne olursa olsun diye düşünerek, “Kenan, senin olmak istiyorum!” dedim. Beni hemen ayağa kaldırdı, masaya oturttu, üzerimdekileri yavaş yavaş çıkartıyor, bir yandan dudaklarını tenimde gezdiriyor, bir yandan da parmakları tüm mahremimi keşfediyordu. Ben hiç birşey yapmıyordum ama, amım sırılsıklam olmuş ve kasıklarımdan sızmaya başlamıştı. Resmen Kenan’ın dudaklarının altında inliyordum. “Harikasın birtanem, seni herşeyinle içimde hissetmek istiyorum!” diye yalvarıyordum adeta. Ama o, “Sakin ol güzelim, yavaş yavaş, acelemiz yok!” diyerek bir yandan dilini kasıklarımda dolaştırıyor, bir yandan da bacaklarımı okşuyordu. Ve işte internette amlarını yalatan kadınları gördüğümde, keşke beni de böyle yalayan bir erkek olsa dediğim, dileğim gerçekleşiyordu. Kenan’ın parmakları göğüs uçlarımı ezerken, dili de sırılsıklam olmuş amımdaydı. Tertemizdim ve Kenan amımı deli gibi yalıyordu. Kasıldığımı içimden bişeyler aktığını hissedebiliyordum. Dilini içime doğru ittikçe sarsılıyordum ve deli gibi inliyordum. Yalvarıyordum artık, “Hadi ne olur, o koca yarağını istiyorum!” diye. 

Kenan ayağa kalkıp üzerindekileri bir çırpıda çıkardı. İlk defa bir erkeğin cinsel organını canlı canlı görüyordum. O ne muhteşem birşeydi, kocaman damarlı ve kafası mantar gibiydi. “Yalamak istermisin?” diye sordu ve hiç düşünmeden ellerime aldım, önce inceledim o sertliği, ellerimde hissettim ve dudaklarımın arasına aldım. İzlediğim porno filmlerdeki gibi yapıyordum. Yavaş yavaş ağzıma kaydırmaya başladım o koca yarağı. O ise ellerini saçlarımda gezdiriyor, herşeyi bana bırakmış gibi görünüyordu. Tüm sertliğiyle biraz da olsa ağzımın içine alabilmiştim. Karnının inip kalktığığını ve nefesinin sıklaştığı hırıltılarını duyabiliyordum. Beni kaldırıp masaya uzattı, yine dudaklarını ve ellerini konuşturuyordu. Dilinin tenimde ıslatmadığı yer kalmamıştı neredeyse. “Yeter, ne olur sik, delirdim hadi artık!” diyerek onu iyice kıvama getiriyordum. Bana, “Bakiresin değil mi?” dediğinde, “Ne olursa olsun, seninim, al beni!” diye yalvarmaya başladım. 

İşte o an gelmişti. Kenan üzerimdeydi. Bir yandan göğüs uçlarımı dişleriyle ezerken, bir yandan da iyice sertleşmiş o koca yarağı amımın girişinde daireler çiziyordu. Sırılsıklamdım ve yalvarıyordum ona sokması için. Önce yarağını tuttu, amımın girişinde daireler çizerek, “Hazırmısın sevgilim?” dedi. Bense inlemekten, sadece, “Hadi!” diyebildim. O koca yarrağın kafasını amımda hissetmeye başlamıştım. Birazı girdiğinde dünyam başıma yıkılmıştı sanki. Ağzımdan, “Ufff!” diye bir ses çıktı. Ama çektiğim acıya rağmen daha fazlasını istiyordum. Kenan her hareketini beni incitmeden, büyük bir titizlikle yapıyordu. Yavaş yavaş amımın derinliklerine doğru girmeye başlamıştı. Ben kasıklarımı kaldırıp daha da sokması için ona yol açıyordum. Artık tamamiyle içimdeydi ve bekliyordu. Gözlerine baktığımda aldığı zevki görebiliyordum. Bekaretim gitmişti ve kanadığımı hissediyordum... 

Kenan hareketlerini hızlandırmaya başladığında, ben de inlemeye başlamıştım. Hayallerimdeki gibi sikiyordu beni, incitmeden, yavaş yavaş. Hızlandıkça acının yerini müthiş bir zevk duygusu sarmaya başladı. Bedenim küçük bir serçe gibi titriyordu. Kenan’ın altında inliyordum deliler gibi. O amıma girip çıktıkça zevk sularımın çıkardığı sesler mutfakta yankılanıyordu. Vücutlarımız birleşmiş, tüm ağırlığını hissedebiliyordum. Bacaklarımı beline doladım ve o da cevap olarak daha da hızlanmaya başlamıştı. Artık hareketleri sertleşmeye başlamış içimde gidip geldikçe koca yarrağının tüm damarlarını ve tüm sıcaklığını amımın en derinliklerinde hissediyordum. Çıldırmış gibiydik ve ben o ana kadar kaç kez boşaldığımı hatırlamıyorum. 

Masturbasyon yapmaktan bambaşka bir şeydi bu. Amım sırılsıklam olmuş, zevk sularım kanla karışık kasıklarımdan sızıyordu. Onu da rahatlatmak istiyordum, yaklaştığını görebiliyordum, hızlandıkça hızlanıyor, ben de zevkin doruklarına inleye inleye tekrardan ulaşıyordum. “Sevgilim geliyorum, ama içine boşalmayacağım!” dedi hırıltı ses tonuyla. Ben de, “Hadi erkeğim, boşal, akıt bütün döllerini nereme istersen!” diye bir kez daha orgazm oluyordum. “Aynı anda sevgilim, haydi!” diye inlerken, sert hamlelerle resmen amımın duvarlarını parçalıyordu. Ve ben son kez titreyerek boşaldım. Kasıklarımın ağrıdığını, bacaklarımın tir tir titrediğini hissederken, o da yarrağını birden içimden çıkardı ve bütün döllerini göbeğime doğru akıtmaya başladı. Muhteşem bir şeydi bu, hem öpüşüyorduk, hem de o halen boşalıyordu. Onun rahatladığını görmüştüm artık ve ben halen inliyordum. Kaç kez boşalmıştım sayamadım bile. Harika bir duyguydu bu. 

Bu yazdıklarımı 3 gün önce yaşamıştım ve yazarken bile halen amımın sırılsıklam olduğunu hissediyorum. Artık ona karşı acayip şekilde bağlanmıştım, o harika bir erkekti. Kuzenim nasıl kıymetini bilemiyordu anlamamıştım. Herşeyiyle muhteşemdi. O günden sonra hiç bir şey olmamış gibi davrandık, ama bakışlarımız her şeyi anlatıyordu. İlk erkeğim Kenan’dı ve ben halen onu istiyorum. Umarım tekrar yaşayabiliriz bunları! 

[Selcan] 

İş Gezisinde Kocamı Aldattım!

7 yorum
Merhaba, ismim Melis, 41 yaşındayım. Çevreme göre ideal güzellikte, esmer bir bayanım ve İzmir’de yaşıyorum. Özel bir şirkette tanıtım ve pazarlama departmanında çalışıyorum. Yaklaşık 15 senedir evliyim. Ama evliliğimiz çok monotonlaştı ve seks hayatımız da çocuklar ve zamansızlıktan iyice azaldı. Bu durumda ister istemez her fırsatta gözüm yakınımdaki yakışıklı erkeklerin siklerine takılıyor ve içimden büyüklükleri konusunda tahminler yapıyorum. Ancak hiç bir zaman harekete geçmedim ve kimsenin de bana asılmasına izin vermedim. 

İşim gereği başka şirketlerle görüşüp tanıtımlar yapıyorum. Yine bir hafta iş icabı İstanbul’da bir şirketle görüşmem gerektiği söylendi ve zaman kaybetmeden gitmem gerekiyordu. Eve gidip valizimi hazırlamam lazımdı, eşimle vedalaşıp, 1 gün içerisinde yola çıkacaktım. Eşim ise başka bir şirkette müdürlük yapıyor. İkimizin de yoğun bir iş temposu olduğu için birbirimize çok az zaman ayırabiliyorduk. Bu da bizi her ne kadar rahatsız etse de, katlanıyorduk. Akşam evde valizimi hazırladım. Yaklaşık 3-4 gün kalacaktım ve eşim bu gidişten pek huzursuzdu, ama bir şey söylemedi. Çünkü işimi seviyordum. Ertesi akşam gece saat 23.00’e biletim alınmıştı. Bütün gün hazırlıklarımı tamamlamakla geçmişti. Akşam saat 21.00 gibi hazırlanıp havalimanına yola çıktık eşimle. Orada kalacağım otel odası görüşme günlerim hepsi ayarlanmıştı. Eşimle birlikle havalimanına geldik. Biraz sarılıp öpüştükten sonra ben uçağı beklemek için içeri geçmiştim. 

Yaklaşık 1 saat vardı uçağın kalkış saatine. Zaman geçirmek için kafeteryaya gidip bir çay içeyim diye düşündüm, ama kafeterya çok doluydu. Tatil dönüşü olduğu için oturmaya yer yoktu. Ancak birden üzerimde bakışların olduğunu fark ettim, ilerde 20-21 yaşlarında genç birisinin bana baktığını görüyordum. Masada boş bir sandalye vardı ve alabilirsiniz gibi bir hareket yaptı. Başka da yer yoktu zaten. Valizimle ayakta kalmıştım ve yanına gittim. “Buyurun oturabilirsiniz!” dedi. Teşekkür ederek oturdum. Hem çayımı içiyordum hem de biletime bakıyordum. Masasına oturduğum genç biletimi görmüş olmalı ki, “Sizde mi İstanbul’a gidiyorsunuz?” diye sordu. “Evet!” dedim. “Aynı uçağı bekliyoruz öyleyse!” diyerek gülümsedi. “Öyle mi...” diyerek geçiştirici cevap verdim. Çünkü bakışlarının sürekli üzerimde olduğunu fark ediyordum. 

“Sizinki iş gezisi galiba?” diyerek tekrar soru sordu. “Evet! Siz ne için gidiyorsunuz?” diye karşılık verdim. Öğrenci olduğunu, Güzel sanatlar tiyatro bölümü son sınıf okuduğunu söyledi. “Güzel bölüm!” dedim. Elini uzatarak, “Bu arada ben Bora!” dedi. “Ben de Melis!” diyerek tanıştık. Bora çok konuşkan birisine benziyordu, sürekli sorular sorup, daha iyi tanışmaya çalışıyordu benimle. Bense her ne kadar çekimser davransam da devam ediyordum. Biraz daha muhabbet ettikten sonra, “Uçak kalkacak birazdan!” dedim ve kalktım. Bora da, “Evet!” diyerek kalktı. Uçağa doğru gidiyorduk. Bora Parmağımdaki yüzüğü görüp, “Evlisin galiba Melis?” diye sordu. “Evet!” diye cevap verdim. Gülümseyerek, “Bayanlara yaş sormam, ama yaşınız çok genç gösteriyor, kaç yaşındasınız?” diye sordu. “36!” dedim. “Hiç göstermiyorsun!” dedi. Teşekkür ettim ve “Sen kaç yaşındasın?” diye sordum. 

Bora 19 yaşındaymış, ama yaşına göre çok olgun ve karizmatik görünüyordu. Sportif bir fiziği vardı. Boyu da 1.80 falan vardı. Bora çok esprili birisine benziyordu. Sürekli espriler yapıyordu. Uçağın kalkış saati yaklaşmıştı ve uçağa doğru yöneldim. Hostesin gösterdiği koltuğa doğru geçtim. En arka koltuktaydım. Bora da yanıma gelince, “Sen de mi bu sırada oturuyorsun?” diye sordum. “Hayır, ama boşmuş galiba, senin için sakıncası yoksa oturmak isterim!” dedi. “Tabi oturabilirsin!” dedim. Teşekkür etti ve oturdu. Bora gitgide bana yakınlaşmaya çalışıyordu, hissediyordum. Bakışları sürekli üzerimdeydi zaten. Oturduk koltuklarımıza ve uçağın kalkmasını bekliyorduk, 10 dakika içerisinde kalkacaktı. Muhabbete devam etmeye başladık tekrar. Kaç yaşında evlendiğimi falan sordu, ben de cevapladım. 

Eşimin çok şanslı olduğunu söyledi gülümseyerek. “Neden?” diye sorduğumda, “Senin gibi güzel bir eşi olduğu için!” dedi. Gülümseyerek teşekkür ettim. Ve hoşuma da gitmişti başka bir erkek tarafından beğenilmek. Uçak kalkmaya başlamıştı, son anonslar yapıldıktan sonra uçağın ışıkları söndürüldü ve yolculuk başlamıştı. Uçağın karanlık olmasından dolayı herkes uyumaya hazırlanıyordu. Boraya, “Susalım artık!” dedim. Bora ise fısıldayarak, “Ne olacak konuşuyoruz işte!” dedi. Bora karanlıktan faydalanarak iyice samimi davranmaya başlamıştı, şakalar yapıyordu. Aslında benim de hoşuma gidiyordu, çünkü yakışıklı ve genç birisiydi. Ayrıca çok da sempatikti. Boranın bakışları heyecanlandırmaya başlamıştı beni, gözlerimin içine bakmaları, vücudumu süzmesi. Ama belli etmemeye çalışıyordum... 

Birden ayağa kalkarak, sessizce, “Geliyorum hemen!” dedi ve lavaboya doğru yöneldi. 1-2 dakika içerisinde geldi ve yerine oturdu. Parfüm sıkmıştı belliydi, çok değişik bir kokusu vardı. “Ne bu?” diye sorduğumda, “Hiç, deodorant sadece!” diye geçiştirdi. Ama çok etkili bir kokusu vardı, heyecanım daha da artmıştı. Yerimde duramıyordum, kokuyu içime çektikçe Bora’ya yaklaşasım geliyordu. “Neden sıktın bunu?” diye sordum kısık bir sesle. Bora sadece gülümsedi. Ben kendimden geçmeye başlamıştım ve Bora bunu fark edince, birden yanıma yanaşarak saçlarımı okşamaya başladı. Tepki veremiyordum, arzu dolmuştum birden. Kulağıma yanaşarak, “Hadi çek erkeğinin kokusunu içine!” dedi ve boynumu öpmeye başladı. Karşılık veremiyordum, ateş gibi yanıyordum sanki, hiçbir şey düşünemiyordum. Bora ise deliler gibi öpmeye başlamıştı boynumu saçlarımı okşuyordu... 

Biraz daha boynumu öptükten sonra elbisemin askılarını omuzlarımdan indirmeye başladı. Çok kısık sesle, “Yapma, görürler!” diye söylemeye çalıştım, ama dinlemiyordu ve askıları indirdi. Göğüslerimi okşamaya başladı. Bense iyice deliye dönmüştüm. Artık bir elini de bacak arama indirmişti. Kulağıma eğilerek, “Nasıl, güzel mi?” diye sordu. Ben inlememek için dudaklarımı ısırıyordum. Bir yandan göğüslerimi emmeye başlamış ve parmağıyla amıma girip çıkıyordu. Müthiş zevk alıyordum. Biraz daha seviştikten sonra ellerini çekti ve “Hadi toparlan, geldik!” dedi. Afallayarak sütyenimi düzeltip, askılarımı taktım. 5-10 dakika sonra uçak inişe geçmişti bile. 

Işıkları yaktıklarında Bora gözlerimin içine bakıyordu, “Harikasın sen!” diyerek yüzümü okşadı. Ama ben çok arzuluydum, yarım kalmıştım, çok istekliydim. Biz uçaktan indikten sonra Bora telefon numaramı istedi ve İzmir’e geri dönmeden beni arayacağını söyledi. “Tamam!” dedim ve öpüşerek ayrıldık, ayrı servislere bindik ve otelime geldim. Yaşadığım olayın heyecanı ve yorgunluğundan direk yatağa girip uyudum. 

Ertesi gün görüşmelerim vardı. İlk iki gün işlerimi hallettim. Görüşmelerimi bitirdikten sonra, döneceğim günden bir gün önce Bora aradı. Görüşmek istediğini söyledi, adresini verdi ve akşam beklediğini söyledi. Otele gidip üzerimi değişip spor bir şeyler giyindikten sonra Boran’ın yanına doğru gitmek için yola çıktım. İstanbul’u pek bilmiyordum, ama evi bulmakta zorlanmadım. Ev müstakil bir öğrenci evine benziyordu. Akşam saat 20.30 gibi kapıyı çaldım ve Bora kapıyı açtı. Üzerinde sadece kısa bir şort vardı, “Hoş geldin bebeğim!” dedi, öpüştük ve beni içeri aldı. Bora’yı sadece şortla görünce şaşırdım, çok kaslı bir vücudu ve birçok dövmesi vardı. Odasına geçtik. Öğrenci evi olduğu belliydi. Biraz oturduk, biraz muhabbet ettik. “Nasıldı o gün?” diye sordu. Ben de yarı utangaç biçimde, “Güzeldi!” dedim. Gülümseyerek, “Bu gece daha güzel olacak! Bir şeyler içer misin hayatım?” diye sordu. “Yok ben içmeyeceğim canım!” dedim. “Ben biraz içeyim o zaman, havaya gireyim, müsaade edersen hayatım?” diyerek mutfağa gitti. 

Birkaç dakika sonra elinde viski bardağıyla geldi. Bana bakarak, “Hadi çıkart üzerini bebeğim, ne duruyorsun, güzel vücudunu görmek için sabırsızlanıyorum kaç gündür!” dedi. “Tamam!” diyerek ayağa kalktım ve önce bodyimi çıkarttım. Taytımı da çıkarttıktan sonra iç çamaşırlarımla kalmıştım Boranın karşısında. Siyah iç çamaşırlarım vardı. Bora kalçalarıma bakarak, “Süpersin fıstık sen yaa!” dedi. Utanmaya başlamıştım, ilk defa aldatıyordum eşimi, hem de kendimden yaşça ufak birisiyle. Bora ayağa kalkarak yanıma geldi ve vücudumu okşamaya başladı. Bora benden uzun boylu ve çok da kalıplı olduğundan rahatlıkla kavrayabilmişti belimi. Sırtıma doğru ellerini kaldırıp sütyenimin kopçalarını açarak çıkarttı. Şimdi sadece tangam vardı pembe renk. 

Bora halen şortuylaydı, ama önü hafiften kabarmaya başlamıştı. “Hadi çıkart tanganı hayatım!” dedi eğilerek. Ben de çıkarttım. Artık tamamen çırılçıplaktım karşısında. Bora vücuduma bakarak, “Hazır mısın aşkım?” dedi. “Evet!” dedim. “Hadi yatağımıza gidelim!” dedi ve kucağına aldı beni. Götürürken göğüslerimi öpüyordu. Yatak odasında beni yatağa bıraktıktan sonra şortunu çıkarttı. Yarağı karşımdaydı, çok büyük ve iriydi, böylesini hiç görmemiştim, neredeyse bileğim kadardı. “Nasıl, beğendin mi?” dedi gülümseyerek. “Çok büyük ama!” dedim. “Senin için sabırsızlanıyor ve merak etme alıştırarak girecek amına!” dedi, yanıma geldi dudağımdan öpmeye başladı, kalçalarımı da okşuyordu, deliler gibi öpüşüyorduk. Biraz öpüştükten sonra göğüslerimi öpmeye başladı, dikleşen uçlarını ısırmaya başladı. Çok güzel yapıyordu bunu, zevkten delirecek gibiydim... 

Her tarafımı öptükten sonra iri yarağını yüzüme uzatarak ağzıma almamı söyledi. “Bunu yapmak istemiyorum!” dedim. Saçlarımdan çekerek, “Hadi! Yapacaksın!” dedi. Mecbur kaldım, o kalın yarağını yalamaya başladım. Biraz yaladıktan sonra tamamen dikleşmişti. Çok büyüktü yarağı. Yatağa uzandı, “Hadi gel bebeğim kucağıma!” dedi. Kucağına doğru çıktım, yarağının üzerine oturtuyordu yavaş yavaş, belimden de sımsıkı tutarak. Yarağı ıslanan amıma girdikçe canım yanıyordu. Birden dibine kadar amıma gömdü ve hızla sokup çıkarmaya başladı. Çok canım yanıyordu, çok sert yapıyordu, hızlı hızlı yapıyordu. “Artık benim kadınımsın sen!” diye söyleniyordu. Bense acı ve zevk bir arada, inlemekten başka bir şey yapamıyordum... 

Bu şekilde bir süre daha sikip beni Orgazm ettikten sonra üzerinden kaldırıp yatağa yatırdı beni, “Çok mu canın yandı aşkım?” diye sordu. “Evet!” dedim. “Alışacaksın bebeğim, amın da alışacak!” dedi ve bacaklarımı ayırıp bacak arama yumuldu ve amımı emmeye, amımın sularını yalamaya başladı. Arada dilini klitorisime değdirip çekiyordu, müthiş zevk alıyordum. Sonra ayağa kalkıp, domalmamı istedi. Niyetini anlamıştım, götümden sikmek istiyordu. “Bunu yapamam, canım çok yanar!” dedim. “Merak etme, acıtmam!” dedi. “Hayır, lütfen yapma!” dediğimde, saçlarımdan çekerek, tekrardan domalmamı istedi. “Bu göt sikilmeden bırakılmaz! Senin değerini bilememişler güzelim!” diyerek beni tuttuğu gibi yüzüstü çevirdi, kasıklarımın altına yastık koyarak kalçalarımı yükseltti, götümün yanaklarını araladı. Son kez, “Yapma lütfen!” dedim, ama dinlemedi... 

Götümün deliğine tükürüp, yavaşça yarağının ucunu sokmaya başladı. Canım çok yanıyordu, öyle ki, ucu girdiğinde acıdan dudaklarımı ısırmıştım. Sonra birden yüklenip tamamını götüme sokunca, avazım çıktığı kadar çığlık atmaya başladım. Gözlerimden yaşlar akıyor, “Ne olur çıkar!” diye yalvarıyordum, ama dinlemiyordu, aksine sanki taşaklarını da götüme sokmak istercesine yükleniyordu. Belimi de iki eliyle sımsıkı tutmuştu, kendimi çekemiyordum. Derken hızlı hızlı girip çıkmaya başladı götüme. Acıdan resmen ağlıyordum. Bana asırlarca gelen birkaç dakika götümü siktikten sonra, büyük bir hışımla götüme boşaldı. Bense acıdan halen ne yapacağımı şaşırmış durumdaydım. Götümün içinde kısa bir süre daha kaldıktan sonra, götümden çıkarıp hemen amıma soktu yarağını ve sert sert sikmeye başladı amımı. Amımı sşkerken klitorisimle de oynayınca ben de birkez daha titreyerek Orgazm olup boşaldım. O yorgunlukla, banyo yapmadan uykuya dalmışız. 

Ertesi gün uyandığımda öğlen olmuştu. Bora uyuyordu halen. Direk banyoya girip duş aldım çıktım. Üzerimi giyinip hazırlandım ve Bora’yı uyandırıp, “Ben gidiyorum!” dedim. Bora hemen yalvarmaya başladı, “Gitme, son birkez daha sikişelim öyle gidersin!” diye. Ama ben, “Gitmem lazım!” diyerek vedalaşıp çıktım evden. Taksiye atladığım gibi otele varıp valizimi aldım ve ordan da havaalanına gittim. 

Eşime birşey belli etmedim ama, 4 gün boyunca götüm müthiş derecede acıdı. Bir daha da böyle bir şey yapmayı düşünmüyorum. 

[Melis] 

Cafenin Mutfağında Yediğim Yarak!

8 yorum
Merhaba 31 Seks Hikayeleri okuyucuları. Bu siteyi uzun zamandır takip ediyorum. Bundan kısa bir süre önce yaşadığım olayı sizinle paylaşmak istedim. Ben 1.70 boyunda, 54 kiloda, esmer güzeli bir bayanım. Eski sevgilimle Beşiktaş’ta herzaman gittiğimiz bir Cafe vardı. O Cafeyi de, sahiplerini de, ikimiz de çok severdik. Hatta yiyişmelerimizin, elleşmelerimizin çoğu o Cafede olurdu. Ben sevgilimden ayrıldıktan sonra Cafeye vakitsizlikten gidemez oldum. 

Geçenlerde Beşiktaş’ta işim vardı, evrak almam gerekiyodu, ama 13:30’da alabileceğimi söylediler. Saat daha 11:30 idi. Ne yapabilirm o saate kadar diye düşünürken, o Cafeye gitmeye karar verdim. Hem uzun zamandır da gitmiyordum, özlemiştim. Cafenin sahbibi Serhat, uzun boylu, 30’lu yaşlarda, esmer ve bekar biri. Anladığım kadarıyla iyi niyetli, Cafe de onun ve abisinin. Abisi de çok dürüst biri, namazında niyazında bir adam. Bir de Kemal var, orda çalışıyor, evli ve 3 yaşında bir kızı var. Kumralımsı sarışın, benden 4-5 cm uzun, çok tatlı, güler yüzlü biri. Serhat’la Kemal çok çok yakın arkadaşlar. Aralarında patron çalışan ilişkisi asla yok, zaten gören kimse de öyle demiyor. İkisi de eşit şartlara sahipler, Kemal sadece ortak değil. 

Oraya gittiğimde Cafe boştu, Kemal bilgisayar başındaydı. Beni görünce, “Ooo kimler gelmiş!” dedi. “Nasılsın, nasıl gidiyor?” muhabbetinden sonra yanıma oturdu, “Birşeyler içer misin?” dedi. “Çay alırım.” dedim. Çayımı getirirken, ona gülerek, “Sen evde karına da böyle hizmet ediyor musun?” dedim. “Yok yaa, evde çay yemek ne gezer?” diye bir cevap verdi. “Eşin sana yemek yapmıyor mu?” dedim. “Yok yapmaz, ben de ona yapmam!” dedi. Belli ki araları açıktı. Biraz dertliydi herhalde. Eşiyle arasının kötü olduğunu, sadece 3 yaşındaki çocukları için devam ettiklerini söyledi. “Zaten karım bana güvenmez, bizim aramızdaki herşey bitti!” dedi. “Kağıt üzerinde evlisiniz yani?” dedim. “Evet!” dedi. Bunları anlatırken bir yandan da bacaklarıma dokunuyordu. “Ya işte böyle Pınar!” deyip dizime hafifçe vuruyordu. 

Üzülmüştüm karısıyla kötü olmalarına. Evliliğe çok soğuk bakıyordu, bıkmıştı, mutsuzdu. Biz konuşurken bir yandan da müşteriler gelmeye başlamıştı. İki tane kız sandviç istedi. Sonra Kemal beni mutfağa çağırdı, orda işi uzundu. Bu arada sabah Cafeyi Kemal 10:00’da açıyor, akşam 20:00 gibi çıkıyor, Serhat ise öğlen 14:00 gibi geliyor, gece 23:00’de kapatıyor. O yüzden yalnızdık. Kemal diğer müşterilerin siparişlerini alırken, ben de domatesin kabuklarını soydum, ince ince doğradım. Kemal yanıma geldi, sandviçleri hazırlamaya başladı. Sandviçleri o iki kıza götürdükten sonra yanıma geldi ve bir anda sarıldık. Aslında benim açımdan masum bir sarılmaydı bu. Ama o dudaklarını boynuma koymuştu, nefesini kulağımda hissettiriyordu, hiçte masumca değildi. Bana, “Çok cana yakınsın!” dedi. Ben o hareketinden dolayı şok olmuştum, ondan böyle bir hareket beklemiyordum. Açıkcası onu tahrik edecek birşey de yapmamıştım... 

Halen birbirimize sarılır vaziyetteydik. “Ben su içeceğim!” deyip kollarından çıktım ve bardak alıp su doldurdum kendime. O da gelen müşterinin siparişini almaya gitti. Elmalı nargile istemişlerdi, böyle şeylerden hiç hoşlanmam, nasıl yapıldığını da bilmiyordum. Kömür gibi birşeyi ateşin üzerine koydu, alevler çıkyıyordu. Biraz ürkütücü bir manzaraydı, ama o çok alışkındı tabi. Ben tezgaha dayanmıştım, bacaklarım çok hafif ayrıktı. Kemal bacaklarını benim bir bacağımı hapsedecek konuma getirmişti, sikini bacağıma değdiriyordu, bir yandan da konuşuyotduk. İnanın ne konuştuğumuzu bile hatırlamıyorum. Sertleşmiş sikini resmen bacağıma dayıyordu. Ben hiçbir şey olmamış gibi sohbete devam ettim. Sonra bir anda yüzünü yüzüme yakınlaştırdı ve dudaklarıma çok sakin bir öpücük kondurdu. Ama kendini geriye çekmemişti, benim de ona karışılık vermemi bekliyordu. Karşılık vermedim, ama kendimi geri de çekmemiştim. 

Yani öpmesine izin vermiştim. Daha da gevşedi, artık rahat hareket ediyordu. Müşterilerden kaçtıkça yanıma gelip, bana sarılıyordu, kokluyordu. Sarılırken bit ara eli kalçama doğru kaydı. Sonra tekrar yukarı doğru çıkarttı. O içeri giderken kendimi biraz suçlu hissediyordum, onunla öpüştüğüm için değil, evli olduğu için. Kendimi yuva yıkan biri olarak düşünmeye başlamıştım. Aslında bu konuda kendimi rahatlatabiliyordum. Hatta inanın bana, evliliğini kurtarmasını bile istiyordum. Ondan hoşlanmıyordum, etkilenmiyordum, kalbim pır pırr da değildi. Hiç bir aşk belirtisi de yoktu. Sadece o anki heyecan hoşuma gidiyordu. Sonra saatin geç olduğunu farkettim, “Ben gidip evrağımı alayım, geç oldu!” dedim. Kemal, “Ben de seninle geleyim!” dedi. Çünkü Serhat gelmişti. 

Yolda yürürken bazen koluna girdim, bazen de el ele tutuştuk. O benim belime sarılıyordu, göbeğime dokunuyordu. Ben de elimi boynundan göğsüne doğru uzattım ve göğüs kıllarıyla oynamaya başladım, “Huylanıyor musun?” dedim. “Hayır ama...” dedi ve güldü. Ben de hafifçe vurdum göğsüne. Tahrik oluyordu belli ki. Bilerek yapıyordum, farkındaydı. Biryandan da tahrik edici şekilde ona bakıyordum. Bunu farketti ve “Bana öyle bakma, trafikte fena olur!” dedi. Gülümsedim, hiçbir şey demedim. Sonra beni vapura bindirdi ve beni arayacağını söyledi. Uzaklaştım. 

Eve gelip yatağıma yattım ve olanları düşündüm. Amım sırılsıklamdı, sanırım heyecan beni bu hale sokmuştu. Onu düşünüp mastürbasyon yapmaya başladım. Beni öptüğünü, deli gibi yiyiştiğimizi, göğüslerimi, kalçalarımı avuçladığını düşündüm. Bunların hiç biri gerçekleşmedi. İyiki de yapmamışım diyorum, hayali de yetiyor. Mastürbasyon yaparken dudaklarımı ısırıp yalıyordum, bunun nedeni onunla yiyişmediğimiz içindi. İçimde kalmıştı, tam olarak birbirimizden tat alamadık. Akşam beni aradı, halimi hatırımı sordu, kısa konuştuk. “Kocaman öpüyorum!” dedi. “Ben de!” dedim ve kapattık. Ama yolum tekrar Beşiktaş’a düşerse yanına uğramayı planlıyorum. Onunla gezmek tozmak istemiyordum, sadece mutfakta küçücük kaçamaklar yapmak istiyordum. Hem zaten onun da benimle ciddi düşündüğünü zannetmiyordum. 

O olaydan 5 gün sonra dayanamadım ve sabah erkenden Cafeye gittim. Çok erken bir saat olduğu için kimse yoktu. Kemal’i görünce heycanlandım ve birbirimize sarıldık. Bir anda beni duvara yasladı, deli gibi öpüşmeye başladık. Çok özlemiştim onu, deli gibi de arzuluyordum. Bir eliyle göğüslerimi elliyordu, diğer eliyle de kalçalarımı avuçluyodu. “Çok güzel tenin var, çok güzelsin!” deyip duruyordu. Ben sadece şuursuzca inliyordum, tırnaklarımı omzuna geçirmiştim bile. Sonra beni kucaklayıp masaya oturttu. Bacaklarımla belini sardım, biraz da öyle öpüşmeye devam ettik. Öpüşmek hafif kalır, dilini boğazıma kadar sokuyordu resmen, somuruyordu beni, dudaklarımı hareket bile ettiremiyordum. Bana, “Senin heryerini yalamak istiyorum!” dedi. Ses çıkaramadım. Masaya doğru yatırdı, üzerime çıktı. Elini şortumdan içeri soktu, külotumun üzerinden amımı okşuyordu. Islanmıştım. “Harikasın!” diyordu... 

Bir anda altından kalktım ve onu ayağa kaldırdım, masaya dayadım. Seksi bakışlarımı atarak yavaşça aşağıya doğru çömeldim, niyetimi anlamıştı, hafifçe gülümsedi. Kemerini ve pantolonunun düğmesini açtım, daha sonra fermuarını indirdim. Siki zaten pantolonunu zorluyodu. Boxerını görünce mimiklerime hakim olamadım, çok şaşırmıştım, siki kalın birşeye benziyordu. Daha fazla dayanamadım ve boxerını da indirdim. Gerçekten kalın bir siki vardı. Birazcık inceledikten sonra dudaklarımı değdirmeye başladım. Dilimle başını yalıyor, başını ağzıma alıp emiyordum. İyice delirmişti, hırıltılarından belliydi. Sonra köküne kadar ağzıma almak için biraz nefes aldım. O sikin tamamını ağzıma sokunca, öyle bir Ohhh'ladı ki, tahrik olmamak imkansızdı. Eliyle başıma bastırıyodu. İyi bir ritim yakalamıştık... 

Daha sonra beni masaya oturtturdu. Tekrar boynumu, göğüslerimi emmeye başladı. Eliyle de amımı yokluyordu. Deli gibi inlediğimi hatırlıyorum. Şortumun düğmesini açtı ve bacaklarımdan aşağıya indirdi. Külotumun üzerinden amımı dillemeye başladı. “Erkeğimmm!” diye inliyordum. Sonra külotumu indirdi. Bacaklarımı iyice ayırdı, bir gözlerime bakıyodu, bir amıma. Amıma bakarak, “Muhteşem!” dedi. Klitorisimi yalamaya başladı. Biraz yaladıktan sonra parmağını amıma sokmaya başladı. Nefes alışverişlerim değişmişti. Bir yandan klitorisimi emiyordu, diğer yandan parmağını sokuyordu amıma. Deliriyordum. Kaç kere orgazm olduğumu inanın bilmiyorum. Amımdan akan sular bacaklarımdan aşağı süzülüyordu, hissediyordum... 

“Gir artık içime erkeğim!” dediğimi hatırlıyorum. Dudaklarıma öpücük kondurduktan sonra bacaklarımı omzuna aldı. Amıma ilk girdiğinde gözlerim fal taşı gibi açıldı. Sadece, “Hayvan! Yavaş!” diyebildim. Özür dileyip biraz bekledi ve sonra devam etti. İçime git gel yaparken, “Çok sıcaksın, çok darsın, mahvediyorsun beni!” diyodu. Ben de, “Tek erkeğimsin, bu am hep seni bekledi, deli gibi sik beni sevgilim!” diyordum. Sonra posizyon değişikliği yaptık ve ellerimi masaya dayayıp beni önünde domalttı. Amıma 10-15 dakika da öyle git gel yaptı. Artık gözlerimi kapamış, anın tadını çıkartıyordum, dizlerimin de bağı çözülmüştü... 

“Boşalacağım!” diyerek sikini amımdan çıkardı. Hemen önüne eğildim ve ağzıma aldım, biraz sikini yaladıktan sonra göğüslerime doğru haykırarak boşaldı. Ben de spermlerini göğüs uçlarıma iyice sürdüm. Sonra kalktım ve “Mükemmeldin sevgilim!” deyip boynundan öptüm. Giyindikten sonra koltuğa geçip oturduk. Halen nefes nefeseydik. Saatte 11:00’e yaklaşmıştı, “Müşteriler gelir...” diyerek Cafenin kapısını açtı. “Ben de gitmeliyim!” diyerek çantama doğru yöneldim. Kolumdan tuttu ve mutfağa doğru çekti. Sırtımı duvara yaslayıp, dudaklarıma yumuldu. “Aşkım yeter!” diyordum, fakat dinlemiyordu. Kalçamı öyle bir avuçladı ki, yürürken bile zorlandım. “Hoşçakal erkeğim!” diyerek Cafeden çıktım... 

Bundan sonra ilişkimiz ne olur, nasıl olur bilmiyorum, ama ondan çok etkileniyorum. Olgun tavırları beni öldürüyor, mahvoluyorum. O derin, samimi bakışları hiç bir erkekte görmedim. 

[Pınar] 

Kocamın Yediği Altınları Sikişerek Ödedim

4 yorum
Selam seks seven arkadaşlar. Buradaki Seks Hikayelerini okudukça kendimden geçiyorum ve sürekli amım ıslanıyor. Ben de bir hikayemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Adım Eylül, 29 yaşında, orta boylu, balık etli, alımlı, erkekler tarafından beğenilen, çok seksi ve evli bir kadınım. Kocam kamu sektöründe çalışıyor. 7 yıldır evliyiz. Ben gözü yüksekte olmayan, var olanla sürekli yetinmesini bilen bir kadınım. Kocamı ve çocuklarımı çok seviyorum, asla gözüm dışarda olmaz. Ama kocam sürekli başka kadınlar peşinde koşan, aldığı maaşı karı kıza harcayan birisi. Sürekli borç içinde yaşar ve bunu da asla kendine sorun etmez. Evlendiğimiz günden beri bu böyle. Güya çok severek, daha doğrusu kocam bana deliler gibi aşık olarak evlendik. Seks konusunda sınırsız bir kadınım, seksi çok seviyorum, ama asla kocamı aldatmadım. Çünkü seksi kocamla yapmayı çok seviyorum. Kocam da benimle sikişmeye bayılır. Bazen bana, “Sen porno yıldızlarına beş çekersin!” der, ama karı kızdan da asla vazgeçmez. 

Zaten bakkala çakkala yeterince borcumuz vardı, birde bunun üstüne, abimin bana emanet olarak bıraktığı 16 tane Cumhuriyet altını vardı, kocam bunları fark edince, ağzımdan girip burnumdan çıktı, “Kredi borcunu ödeyecem ve her ay bir tane Cumhuriyet altını yapacam!” dedi ve hepsini elimden aldı. Ama 2 yıl oldu, tek bir tane bile yapmadı. Abimle bir ara sohbet ederken, abim, “Ben bir işyeri açmayı düşünüyorum!” dediğinde, sanki ensemden kaynar sular döküldü. Abim işyeri açarsa, mutlaka emanet verdiği altınları isteyecekti... 

Ne halt yiyecem şimdi diye kocamla konuştum, ama kocamın umurunda bile olmadı. Günlerce kara kara düşündüm, çare bulamadım. Bir gün nette bir sosyal paylaşım sitesinde, fabrikatör olduğunu söyleyen 36 yaşında bir beyle tanıştım. Benden MSN istedi, “Webcamda görüşelim!” dedi. MSN’imi verdim. Çünkü adamın çok zengin olduğunu öğrendiğim anda, kocamın yediği altınları tekrar nasıl yerine koyacağım sorununa kafamda bir çözüm bulmuştum. Eğer bu fikrim gerçekleşirse, hem zevk alacaktım, hem borçları ödeyecektim. Bu düşünceyle Webcamı açtım. Ve Webcamı açmamla birlikte adamın aklını da başından aldım :)) 

Tanıştık. Adamın adı Emir imiş, İzmir’e 55 km uzaklıkta ilçede oturuyormuş. Biraz Webcamda Chat yaptıktan sonra beni çok beğendiğini söyledi ve benden Telefon numaramı istedi. Tabi önce kendimi naza çektim, sonra Telefon numaramı verdim. Hemen aradı, konuştuk. Birkaç gün sürekli aradı ve konuştuk. En sonunda benimle birlikte olmak istediğini söyledi. Ben de, “Olurdum ama şu sıralar moralim çok bozuk!” dedim. “Neden bozuk söyle, derdin nedir? Bu dünyada halledilmeyecek birşey yok!” dedi. Ben de durumu açık açık söyledim. “Kafana taktığın şeye bak! Para hiç sorun değil, sana 16 değil 26 Cumhuriyet altını feda olsun, yeter ki benim ol!” dedi. “Tamam!” dedim, kabul ettim... 

Kocam görevi nedeniyle 3 günde bir eve gelirdi. Emir’le akşam saat 21:00’de anlaştık, çocukları uyuttuktan sonra onu eve alacaktım. Bu arada, biri 7 yaşında ve diğeri 21 aylık, 2 oğlum var. Onları uyuttum. Emir dışarda iki dakikada bir arıyor, “Heyecandan ölmek üzereyim, çocuklar uyumadı mı?” diye soruyordu. Ne yalan söyleyim, benim de kalbim yerinden fırlayacak gibi olmuştu, amımın suyu akmış külotumu ıslatmıştı. Ve nihayet beklenen an geldi, Emir elinde hediye paketiyle içeri girdi, içeri girmesiyle de hoyratça dudaklarıma yapışması bir oldu. İkimiz de ayakta kendimizi kaybettik, deliler gibi öpüşüyorduk. Ben dayanamadım elimi Emir’in sikine attım, pantolon üzerinden hem okşuyor, hemde deliler gibi öpüşüyorduk... 

Emir de dayanamadı, direk üstümü, yani tişortümü çıkardı, sütyenimin kopçasını açıp, deliler gibi memelerimi emmeye başladı. Ben de kemerini çözüp pantolonunu dizine kadar indirdim. Siki baksırın içinde çadır kurmuş ve bir an önce çıkarılmayı bekliyordu. Hiç bekletmeden baksırını da çıkardım, önünde diz çöktüm ve deliler gibi yalamaya başladım. Taşaklarının tümünü ağzıma alıp hafif dişliyordum. Emir kendinden geçmiş bir şekilde, “Orospuuuu, tam bir fahişe gibi sevişiyorsun!” diyerek hırıltıyla ağzıma boşaldı. Yutabildiklerimi yuttum, geri kalanı çenemden, memelerimin ortasından, göbeğime kadar süzüldü. Emir hemen çekyatın üstüne yığıldı... 

Benim amım vıcık vıcık olmuştu, amımın suyunu parmaklarımla alıp Emir’in inmiş sikine sürüp sıvazlıyordum. Çok geçmeden siki yine taş gibi oldu ve ben daha fazla dayanamayıp direk üstüne çıkıp, sikini amıma yerleştirdim ve deliler gibi zıplamaya başladım. Emir de kendinden geçmiş bir halde, “Oohhh orospum, horozun seni sikmeye, parçalamaya geldi!” diyerek alttan pompalıyordu. Sonra beni üstünden indirdi, yere uzandırıp misyoner pozisyonda bacaklarımı açıp, direk amıma soktu. Amım çok dardır, iki doğumumu da sezeryanla yaptım. Zaten çatı darlığı da olduğu için amım kız amı kadar dardır. Misyoner pozisyonda çok fazla git gel yapmadan Emir içimde patladı. Sikini çıkardığında kan olmuştu. Emir şok olmuştu. Peçeteyle silerken, “Evli olduğunu bilmesem, bakiresin derdim!” dedi. 

Anlayacağınız Emir’in siki kocamınki kadar büyük olmamasına rağmen, neden bilmiyorum ama fena yırtmıştı beni. Ama ben zevkten kendimi kaybettiğim için hiç acı hissetmedim. Çırıl çıplak birbirimize sarılarak biraz uzandık. Ama emir zevkten ağzı kulaklarında, hayran hayran bana bakıyordu. Ben de elimi sikine attım, okşayıp tekrardan sertleştirmeye çalışıyordum. Çünkü daha beni domaltarak sikecekti. Telefonda söylemiştim, benim en çok sevdiğim, dizlerimin bağı çözülen tek pozisyon domaltılarak sikilmek diye. 

Nihayet Emir’in siki tekrar taş gibi oldu. “Yat aşağı orospuuuu!” diyerek, beni yatırdığı gibi bacaklarımı ayırdı ve amıma yumuldu, yalamaya başladı. Amımın tümünü ağzına alıp, deliler gibi emiyordu ve beni delirtiyordu. O bana orospu dediği için, ben de, “Ohhh! Ne güzel yalıyor pezevengim!” diyor, hemde inliyordum. Emir, “Pezevengin şimdi yine amını yırtacak orospu, hemde domaltarak!” diyerek beni 4 ayak pozisyona getirdi. Sikini hiç ıslatmadan, zaten yalanmaktan ve suyumun akmasından amım vıcık vık olmuştu, direk taş gibi sertleşmiş sikini arkadan amıma geçirdiği gibi kökledi... 

Ben uçmuştum artık, kendimi kaybetmiştim, “Sik beni orospu çocuğu, erkek gibi sik, piç kurusu, pezevenk seni!” diyerek onun beni dahada sert sikmesi için gaza getiriyordum. O da, “Sikiyorum işte orospu! Sen sikişe doymuyorsun, aslında sana 4-5 beş yarak aynı anda koyulması gerekiyor, ancak ozaman doyarsın, fahişeee!” diyerek, gittikçe dahada sert sikerek, beni deli ediyordu. Orgazm üstüne orgazm yaşadım, kaç defa boşaldım bilmiyorum. Sonunda Emir de daha fazla dayanamayıp içimde patladı... 

O gece, Emir beni sabaha kadar defalarca sikti. Sabah çocuklar uyanmadan da gitti. O gittikten sonra ben duşumu aldım, biraz uyuyacaktım ki, aklıma bana getirdiği hediye paketi geldi. Hemen açtım baktım. Harbiden de, 16 değil, tam 26 tane Cumhuriyet altını vardı. Tabii hemen altınları sakladım, kocamın eline geçerse yine satıp yer diye. Emir’le halen ilişkimiz devam ediyor, kocamınsa hiçbir şeyden haberi yok. Emir bana söz verdi, “Parayı asla kafana takma, maddi olarak her türlü destekte bulunacağım sana!” dedi. Ve bu sözünü de tuttu, çocuklarım adına açtığı hesaba her ay yüklü bir miktar para yatırıyor. Kocamı çok seviyorum, ama kocam çok hovarda, asla benim ve çocuklarımın geleceğini düşünmez. Napayım, ben de böyle bir yol buldum. Üstelik Emir çok güzel beceriyor beni, hem de tüm ihtiyaçlarımı karşılıyor, bana değer veriyor. 

Emir’in bir fantazisi var, sürekli, “Seni o boynuzlu kocanın yanında sikmek için neler vermezdim!” deyip duruyor. Şu anda bilmiyorum ama, belki ilerleyen zamanlarda bu fantazisi gerçekleşir. Çünkü kocam da grup sekse biraz meyilli, birkeresinde benimle sevişirken, “Şimdi başka bir erkek daha olsa da, aynı anda seni becersek, ne güzel olurdu!” demiş ve inanılmaz bir biçimde boşalmıştı. Sonra da o konuyu birdaha açmamıştı. Bundan yola çıkarak, belki ilerleyen zamanlarda onu da aramıza alırız diye düşünüyorum. 

[Eylül] 

Türbanlı Yengem Sikince Oldu Kölem!

4 yorum
Selam millet, ben Veli, 31 yaşındayım. Sikişmeye çok düşkün biriyim, değişik yaşlarda birçok karı kız siktim, ama çocukluk hayalim bir yengem (amcamın hanımı) vardı ki, ona hastaydım. Yengem 46 yaşında, türbanlı, cahil mi cahil, ama bir okadar da muhteşem vücudu olan bir kadın. Yengemin albümünden arakladığım bir Fotoğrafını devamlı yanımda bulundurur, 31 çekerken hep o Fotoğrafına bakarak 31 çekerdim. Fazla hoşlanmadığım bir kadını sikerken bile yengemi hayaller sikerdim. Yengemle aram çok iyi idi, devamlı da görüşürdük. Üstelik amcam yengemi 5 yıl önce boşamış, 18’lik bir kızla evlenip, Gaziantepe çekip gitmişti. Yengeme bu 5 yıl içerisinde daha çok gidip gelmeye başlamıştım. Hemen hemen hergün görüşürdük, ama birtürlü açılamadım. 20 yıldır sikmek istediğim çocukluk hayalim yengem 5 yıldır dul idi ve ben ise onu sikemeden, Fotoğrafına bakarak 31 çekmeye devam ediyordum. 

Yengem maddi sorunlar yüzünden oğlunun yanına Mersin’e gitmişti ve bu bana dert oldu. Yengem gideli 1 ay oldu olmadı, ben de yanına tatile gittim. Yengem beni görünce okadar sevinmişti ki anlatamam. Amcam oğlu ve yengemle sohbetimiz o kadar koyu idi ki, o gece geç saatlere kadar oturduk. Amcam oğlunun da o gece nöbeti varmış, “Geleceğini bana haber verseydin, işyerinden izin alırdım!” dediyse de, ben gerek olmadığını söyledim ve ertesi günler için izin almasına engel oldum. Amcam oğlu nöbete gidince, evde yengemle ben tek kalmıştım. Yengem geldiğimden beri duşa girmemi, yol yorgunu olduğumu söyleyip, “Burda insan günde 2 defa duşa girmezse ölür!” deyip durdu. Benim de zaten duşa girip, yerinde duramayan sikimi 31 çekip indirmem lazımdı. Girdim banyoya... 

Önce yengemin Fotoğrafına bakarak bir 31 çektim, sonra duşumu alıp bornozla çıktım. Yengem ise mutfakta götü bana dönük vaziyette birşeylerle uğraşıyordu. Odaya geçtim, ama az önce banyoda 31 çekmeme rağmen sikim halen bornozun altında sanki bayrak direği gibi duruyordu. Yengem pat diye içeriye dalmasın mı, “Elbiselerini şuraya koydum...” diye. Tabi bornozun altındaki kalkık yarak yengemin dikkatinden kaçmadı, birkaç saniye mal mal bakındı durdu, sonra hemen çıktı odadan. Ben üzerimi giydim, yengem tekrar geldi, yüzü kıp kırmızı vaziyette, bornozu aldı odadan çıktı. Bir süre sonra yengemin yanına gittiğimde, yengemin konuşması değişmiş, kekeliyordu sanki. Ne sorarsam kısa cevap verip geçiştiriyor, kafasını sallıyordu. “Ne oldu yenge?” diye ısrar edince, “Benim Fotoğrafım sende ne geziyor?” dedi. Öyle bir utandım ki, yerin dibine girdim resmen. Yengemin Fotoğrafını bornozun cebinde unutmuştum... 

Tüm cesaretimi topladım ve yengeme, 1 dakika susup beni dinlemesi için yemin ettirdim. Sonra benim Mersin’e kendisi için geldiğimi ve kendisinin çocukluk hayalim olduğunu, 20 yıla yakındır kendisini arzuladığımı, ona kısaca aşık olduğumu söyledim. Yengem şaşırmıştı tabi. Yengeme ne düşündüğünü sorduğumda, mal mal bana bakıp duruyordu. Kafasını öne eğdi ve “Duymamış olayım bunları, ben senin yengenim! Yengene aşık olmak ne demek? Arzulamak ne demek?” diye mırıldanıyordu. Yanına biraz yaklaştığımda, kanepede geriye doğru götünü kaçırdı. Yengemi kucakladım ve sarıldım. Tir tir titriyordu heycandan, ama bana engel de olmamıştı. Yüzünü iki elimin arasına alıp, göz göze bakıştık. Sonra dudağına yumulduğumda yengem kendinden geçmişti. Uzun bir süre öpüştük, sonra yengemi altıma aldım ve kocaman memelerini okşamaya başladım. Eteğin altına elimi soktuğumda, yengemin amının suyu bacaklarına kadar inmişti. Elimi sonra külotunun içine soktum. Yengemin amı vıcık vıcık olmuştu. 

Ayağa kalktım ve yengemi de kaldırım, ufak ufak soymaya başladım. Yengem bana bakmıyor, utancından ölüyor adeta. Penyesini ve sütyenini çıkarınca, yengem elleriyle memelerini örtüyor, o kocaman güzelliği benden saklıyordu. Yere çöküp eteğini ve külodunu beraberce çıkarıp, yengem ayaktayken amına yumuldum ve yalamaya başladım. Yengeme bacağının birini kaldırmasını söyledim. Ne diyorsam yapıyordu artık. O pembe amcık dudaklarını aralayıp dilimi amının içine sokup yalıyor, klitorisini emiyordum. Yengem artık zevkten nefes bile alırken zorlanıyordu. Ayağa kalktım ve ben de soyundum. Sonra yengemi önüme çöktürüp, sikimi eline verdim, yalamasını söyledim. Acemice yalıyor, sikimi dişliyor acıtıyordu. Hiç yarrak yalamamıştı bes belli... 

Sikimi çıkardım ağzından ve yengemi yatırdım, o kocaman memelerin arasına sikimi yerleştirdim. Memelerinin arasında git gel yaptıkça, sikimin kafası yengemin ağzına girip çıkıyordu. Benim yarrak kendinden geçti, oldu bir balyoz. Yeni 31 çektiğimden, boşalmadan en az 45 dakika sikiş sürem vardı. Amını birdefa daha yalamaya başladım. Amı yine su içinde kaldı. Penyesini aldım ve yengemin amını sildim ve bacak arasında yerimi aldım. Yengeme sikimi tutmasını ve fırça gibi amına sürtmesini istedim. Ne diyorsam yapıyordu. Sonra sikimi amına yerleştirmesini istedim, onu da yaptı. Ama amı yine vıcık vıcık olmuştu, yine penyeyle amını bir güzel sildim kuruladım. Sikimi amına yaslayıp sokmaya başladım. Amını okadar kurulamışım ki, sanki kızlık zarını delermişcesine sikim zorlanıyor, bastırdıkça sikimin kafası zoraki içine giriyordu. Birden kökleyince, “Hepsini sokma!” diyerek yengemin gözleri büyüdü, nefesini tuttu bir süre. Ama sikim köküne kadar yerleşmişti... 

Git gel yaptıkça, amı sikime alıştı ve yengem altımda inlemeye, beni belimden asılarak kendine doğru çekmeye başladı. Sanki taşaklarımı da sokmak istiyordu amına. 4-5 dakika amına bu şekilde pompaladıktan sonra, yengem altımda yılan gibi kıvrılmaya, gözleri kaymaya başladı. Belli ki yengem Orgazm oluyordu. Ama ben hızımı kesmedim, delicesine sikimi saplıyordum, yengemin amını parçalarcasına sikiyordum. Yengemin inlemeleri taşaklarımın şapırtısına karışmıştı. Yengemin, “Yeterrr, ben bittim! Öldüm!” diye yalvarmasına aldırış etmeden, yengemi yarım saate yakın değişik pozisyonlara sokarak siktim. Sonunda ben de boşalacaktım, “İçine boşalayım mı?” diye sorduğumda, “Hayır yapma!” diye kafasını salladı. Amına bir pompa gibi hava basarcasına birkaç kez daha pomplaladıktan sonra sikimi amından çıkarıp, göbeğine ve memelerine doğru fışkırarak boşaldım... 

Sikimden akan son damlaları da penyesine sildikten sonra banyoya gittim, sikimi yıkadım. Tekrar yengemin yanına geldiğimde, yengem yüzüstü dönmüş yatıyordu. Yengemin götü muhteşem bir tablo gibi duruyordu. Bu götü mutlaka sikmeliydim. Sikimi elimle ovalayıp sertleştirdim ve yengemi o pozisyonda domalttım. Yengemin hiç sesi çıkmıyordu, taki sikimi götüne yerleştirip zorlayana kadar. “Ne olursun ordan yapma!” diyordu. Ama ben vazgeçmeyecektim. Biraz daha uğraştım, fakat sikimin başını bile sokamadım yengemin götüne. Tekrar banyoya gittim, sikimi güzelce sabunladım geldim. Yengem yine yüzüstü yatmıştı. Domalmasını söyledim, gönülsüzce domaldı. Sabunlu sikimi, o iğne deliği kadar küçük göt deliğne yerleştirip, yılan gibi içine kayınca, o sessiz yengem bir bağırdı ki, valla korktum apartmanı başımıza toplayacak diye. Önümden kaçmaya çalıştıysa da nafile, kaçamadı, belinden sıkıca tutmuştum. Fazla canını yakmak istemedim, götüne 1-2 git gelden sonra sikimi çıkardım ve amına sokup, yarım saat amını siktim. Artık benim de halim de kalmamıştı. Ama sabaha kadar sikecektim yengemi, 20 yıllık özlemdi bu. Yengemi o gece 4. kez siktikten sonra uyuya kalmışım. 

Yengem sabah erken kalkmış kahvaltı falan hazırlamış. Amcamın oğlu da gelmişti. Yengem yüzünde gülümsemeyle beni uyandırıp kahvaltıya çağırdı. Elimi yüzümü yıkamaya banyoya gittiğimde, banyonun kapısına geldi ve “Eşşek sikli, öldürdün beni, hayvan! diye fısıldayarak gülümsedi. 

Yengem ogünden sonra artık adeta kölem olmuştu, ne desem ikiletmeden yerine getiriyordu. Hatta ben daha söylemeden, kendiliğinden sikimi ağzına alıyor, amını siktikten sonra götünü de sikmem için kendiliğinden domalıyordu. Tatilim bitip ben memlekete döndükten 10 gün sonra da yengem oğluyla tartışıp, o da memlekete sikicisinin yanına döndü, yani benim yanıma. Artık hergece yengemi amdan götten sikip pestilini çıkarıyorum. Canım yengem benim! 

[Veli] 
 
© 2013 Kaymakgibi 66 Sex | 66seks.yeahh | 66sexs.yeah Hikayeleri | Kaymak Gibi 66 seks | Designed by Making Different | Provided by All Tech Buzz | Powered by Blogger